Y Jenerasyonu iş dünyasındaki yerini almaya başladı ve işin ilginç tarafı iş dünyasının kültürüne ayak uydurmak yerine kendi kültürleri ile geliyor oluşları. Kendilerine has bakış açıları ve çözüm yöntemleri, mutsuz oldukları an iş değiştirme çabası içerisine girmeleri, gelecekle ilgili olarak maddi yatırım yapmak yerine kişisel gelişim ya da hobilerine para harcamaları, akan hızlı gündemi takip etmeleri ve pek tabi sosyal medya kullanım alışkanlıkları. X jenerasyonu ne kadar bu durumdan rahatsız olsa da Y jenerasyonun önceliklerine saygı duymaya başlamak ve onları anlama çabası içerisine girdiler.
Keza iş dünyasından hemen emekli olmayı düşünmediklerinden bu yeni gelenleri tanımak onları anlamaya çalışmak önemli bir odak noktası haline geldi. 5 yıl içerisinde satın almaların büyük bir bölümünü eline alacak Y jenerasyonunun önceliklendirmesini öğrenmek ise şu sıralar uzun vadede iş yapmak isteyen her şirketin en önemli konularından biri haline gelmeli keza Y jenerasyonu sizinde fark ettiğiniz gibi farklı noktalara takılıyor. Bu noktada ise üst düzey yönetimlerin kafası karışık 6 ay bile elaman tutamamak iş hayatında stabilitiye önem vermeyen bu çocuklarla ne yapacakları konusunda gerçekten kafaları karışık. İşte bu nedenle insan kaynakları, üst ve orta düzey yöneticiler bir araya gelip ne yapılmalı sorusunu ararken Mentoring süreçlerini tersine çevirseler nasıl bir geri dönüş alacağı ise merak konusu oldu. Bunun üzerine bir çok global şirket içerideki yeni mezunları ve Y Jenerasyonuna üye çalışanları ile yöneticilerini eşleştirmeye başladılar ve geri dönüşleri ise beklenmedik oldu. Tabi ki birden çok büyük farklılıklar yaşamadılar ama bir çok şirket hayattan beklentileri mutluluk ve özgürlük olan bu kuşağı ellerinde tutmak için neler yapmaları gerektiğini öğrendiler ya da hala öğreniyorlar. Türkiye’de henüz çok büyük ve uluslararası şirketlerler dışında pek uygulanmaya başlamış bir yöntem olsa da gittikçe değer kazanmaya ve trend kelimelerimiz içerisine girmeye başladı.
Reverse Mentoring’te dikkat edilmesi gereken bazı noktalar ise tabi ki mevcut. Mentorunuzu seçerken nelere dikkat etmelisiniz? Ne sıklıkta buluşmalısınız? Aranızdaki mesafeyi nasıl korumalısınız? Mentorunuza nasıl hitap etmelisiniz?
Öncelikle kendi ihtiyaçlarınızı belirlemeniz bu noktada oldukça önemli mesela kendinizi hangi konuda eksik görüyorsunuz Y kuşağı ileiletişim kurmada mı? Onları anlamada mı? Gündemlerini takip etmede mi? Sosyal Medya alışkanlıklarınız konusunda mı? Bu konuda kendinize objektif yaklaşın ve eksikliklerinizi net bir şekilde görmeye çalışın. Ondan sonra şirketinizin insan kaynakları yöneticisi ile bunu paylaşın ve belki şirketinizde bir ilk olursunuz. Mentorunuzu bulduktan sonra ise yoğunluğunuza ve destek almak istediğiniz konuya göre en az ayda bir kere görüşmelisiniz, tabi daha farklı bir konu için bu süre artırılabilir ya da azaltılabilir ama bir Mentorluk görüşmesinden fayda görebilmek için en azından 6 ay görüşmelisiniz. Türk kültüründe Reverse Mentoring biraz daha sıkıntılı bir konu en basitinden “Sus küçüğün, söz büyüğün” vb atasözlerinin yer aldığı kültürümüzde birbirine hitap etmek ve saygı çevresini bozmadan konuşmak ama aynı zamandan senden yaşça küçük birinden tavsiye almak oldukça zor bu nedenle görüşmenin en başından hitap şekillerini belirlemek ve bu şekilde devam etmek oldukça önemli. Ha benim ihtiyacım yok diyorsanız da umarız sizin için keyifli bir yazı olmuştur.