Kariyer tercihlerimizi içinde bulunduğumuz yaşa kadar edindiğimiz kişisel deneyimlerimiz doğrultusunda gerçekleştiriyoruz. Çevresel faktörler, içinde bulunulan kültür ve maddi durum gibi dış faktörler ise hedeflerin belirlenme sürecinde kişileri amaçlarına bağlayan etkenler içerisinde yer alıyor. Aldığımız kararın peşinden koşmamızı sağlayan, amaçlarımızın arka planında bizleri hayallerimize, ideallerimize bağlayan bazen de temellerini atan gizli bir kahramanımız var: Motivasyon.
Severek yapılan işte, elde edilen gelirlerde ve hatta iş geliştirmede yapılacak her kıvrak ve akılcı girişimler; kişiyi körükleyen, hayalleri ve amaçları doğrultusunda kişinin sırtını sıvazlayan motivasyon sonucu gerçekleşir. Kariyer üzerine uzun vadeli düşünmek ve geniş bir yelpazede yol haritası oluşturmak ise sahip olunan ‘doğru motivasyon’ sonucunda oluşur. Doğru motivasyon, bizleri amacımıza ulaştıran ve sevdiren yegane temeldir. Nasıl ki bir sporcu, bilim insanı veya yazar kendisini harekete sürükleyen motivasyonu değerlendirip sahip olduğu kimliğe nihayet ulaşmışsa, bizleri de amaçlarımız doğrultusunda istediğimiz kimliğe ulaştıracak motivasyon, doğru motivasyondur. Örneğin günümüze damgasını vurmuş girişimlerin arka planında, o girişimcinin her fırsatta belirtmiş olduğu “dünyayı değiştirme” motivasyonu vardır. Elon Musk, elektrikli otomobillerini tasarlarken sosyal sorumluluk temelinde düşünmüş ve yenilenemez enerji kaynağı olan fosil yakıtları tüketmek yerine yenilenebilir enerji kaynağı olan elektrik enerjisi ile çalışan otomobillerin Ar-Ge’sini yapmış ve sürdürülebilirliği sağlamıştır. Bütün bunları yaparken ise tanımlaması kolay fakat gerçekleştirmesi zor “dünyayı değiştirmek” amacı üzerine başarmıştır. Bu başarının arka planındaki temel faktör olan motivasyon ise yadsınamaz bir gerçektir.
Günümüz liderleri motivasyonu yönetmek zorunda
Günümüz lider-ekip çalışması arasındaki bağ da motivasyonu yönetmek ile alakalıdır. Çalışanların sahip olduğu motivasyon ile ekipçe tümel halde sinerji yaratmak ne kadar önemli ise bunu yönetmek ve körüklemek de ekip liderinin sahip olduğu yönetim motivasyonundan kaynaklanır. Lider veya yönetici kişi, ekibi amacı doğrultusunda yönetmeli ve bu yönetim sürecinde ekibin motivasyonunu korumak ve artırmak amacı da barındırmalıdır. Aksi takdirde ekip ile lider arasında sarsılacak bağ, sorunlu iletişimi de beraberinde getirecektir. Sağlıklı bir iletişimin olmadığı ekip-lider ilişkisinde motivasyonun, yerini boşluğa ve strese bırakması ekipte amaca olan inancı kaybettireceği için çalışanlar üzerinde “burnout” etkisi yani ruhani tükeniş sağlayacaktır. İş hayatında bu terim çalışanın işi üzerinde amacının kalmaması ve rutin üzerine çalışmasıdır. Kötü yönetimin ve amaç dışı uygulamalar sebebiyle çalışanın idealleri ve motivasyonu tükenmesidir. Yönetim adına yanlış yürütülen her türlü tutum ve yöntem, ekibin manevi tükenişine yol açmasından lider-ekip arasındaki tüketici ilişki, yerini içi boş kimliksel hiyerarşik düzene bırakması sebebiyle amacı ve arkasındaki körükleyici etken olan motivasyonu yok edecek ve ekibin çözülmesine neden olacaktır.
İş hayatında lider ve yöneticilerin ekibi önemsememesi, anlayamaması ve yönetim faaliyetini sağlıklı bir şekilde yönetememesi ekibin motivasyonu yok edeceği gibi çalışma arzusunu da baltalayacak, çalışmayan ekip ve kötü yönetim liderin kariyerini ilerletememesi ve bu sebeple kötü bir izlenim bırakmasına neden olacaktır.